Yaşadığımız
küreselleşme süreci, teknolojik gelişmeler ve bilgi çağı, dünyanın hemen her
ülkesinde kamu yönetiminin yeniden yapılanması ihtiyacını doğurmuştur. Kamu
yönetiminin yeniden yapılanması olgusu, yönetimin insan unsurundan bağımsız
düşünülemez. Dünya üzerinde bütün sistemleri etkisi altına alan şeffaflık,
katılımcılık ve hesap verebilirlik anlayışının temellendirdiği “gün ışığında yönetim” ilkeleri ile
yönetimde ve hizmetlerin yürütülmesinde toplam kalite anlayışı, kamu yönetimin
insan unsurunun da yeniden değerlendirilmesini zorunlu kılmıştır.
Kamu
personel sistemimizin yeniden yapılanması ihtiyacı, uzun yıllardır uygulayıcılar, uzmanlar, akademik çevreler ve
politikacılar tarafından dile getirilmektedir. Personel rejiminin yeniden
yapılanması ya da kısa ifadeyle “personel
reformu”, siyasal parti ve hükümet programları ile kalkınma planlarında da
yerini bulmuştur. Zaman zaman personel sistemimizin yeniden düzenlenmesi
konusunda çalışmalar da yapılmıştır.
Geldiğimiz
noktada, kamu yönetiminin işleyişinde insan unsurundan kaynaklanan sorunların
giderilmesi, iyi işleyen, az sorun çıkaran, vatandaş odaklı hizmet üretimi
hedefine dönük bir kamu idaresinin kurulması öncelikli bir hedef olarak
karşımızda durmaktadır. İşte bu hedefe dönük olmak üzere personel sisteminin
bir bütün olarak ele alınması, personelin kurumlar ve bölgeler arası dağılımı
ile aylıklarındaki dengesizliklerin ortadan kaldırılması, herkesin genel adalet
anlayışı içinde kendi konumu anlamlandırabileceği bir yapının kurulması
zarureti ortaya çıkmış bulunmaktadır.
Kamu personel
sistemimizin gelmiş bulunduğu aşama açısından yapılabilecek en isabetli
değerlendirme, yaşanan sorunlar ve alınması gereken önlemler açısından “tarihin tekerrür ettiği” dir.
Gerçekten de Cumhuriyet sonrası personel rejimimizin gelişimine baktığımızda,
önce kamu çalışanlarının genel olarak belli bir sisteme tabi kılındığını, sonra
yapılan bazı değişikliklerle belli kurumların sistem dışına çıkmaya
başladığını, daha sonra da genel sistemin dışına çıkan kurumların yeniden
sistem içine alınmasına dönük düzenlemeler yapıldığını görmekteyiz. Bu anlamda
personel rejimimizin tarihsel gelişimini özetleyecek kavramın “tevhit (birleştirme) ve teadül
(denkleştirme) düzenlemeleri” olduğu söylenebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder