11 Aralık 2013 Çarşamba

Personel Sistemimizde Yeniden Yapılanma İhtiyacı -1

            Yaşadığımız küreselleşme süreci, teknolojik gelişmeler ve bilgi çağı, dünyanın hemen her ülkesinde kamu yönetiminin yeniden yapılanması ihtiyacını doğurmuştur. Kamu yönetiminin yeniden yapılanması olgusu, yönetimin insan unsurundan bağımsız düşünülemez. Dünya üzerinde bütün sistemleri etkisi altına alan şeffaflık, katılımcılık ve hesap verebilirlik anlayışının temellendirdiği “gün ışığında yönetim” ilkeleri ile yönetimde ve hizmetlerin yürütülmesinde toplam kalite anlayışı, kamu yönetimin insan unsurunun da yeniden değerlendirilmesini zorunlu kılmıştır.

            Kamu personel sistemimizin yeniden yapılanması ihtiyacı, uzun yıllardır  uygulayıcılar, uzmanlar, akademik çevreler ve politikacılar tarafından dile getirilmektedir. Personel rejiminin yeniden yapılanması ya da kısa ifadeyle “personel reformu”, siyasal parti ve hükümet programları ile kalkınma planlarında da yerini bulmuştur. Zaman zaman personel sistemimizin yeniden düzenlenmesi konusunda çalışmalar da yapılmıştır.


Geldiğimiz noktada, kamu yönetiminin işleyişinde insan unsurundan kaynaklanan sorunların giderilmesi, iyi işleyen, az sorun çıkaran, vatandaş odaklı hizmet üretimi hedefine dönük bir kamu idaresinin kurulması öncelikli bir hedef olarak karşımızda durmaktadır. İşte bu hedefe dönük olmak üzere personel sisteminin bir bütün olarak ele alınması, personelin kurumlar ve bölgeler arası dağılımı ile aylıklarındaki dengesizliklerin ortadan kaldırılması, herkesin genel adalet anlayışı içinde kendi konumu anlamlandırabileceği bir yapının kurulması zarureti ortaya çıkmış bulunmaktadır.


Kamu personel sistemimizin gelmiş bulunduğu aşama açısından yapılabilecek en isabetli değerlendirme, yaşanan sorunlar ve alınması gereken önlemler açısından “tarihin tekerrür ettiği” dir. Gerçekten de Cumhuriyet sonrası personel rejimimizin gelişimine baktığımızda, önce kamu çalışanlarının genel olarak belli bir sisteme tabi kılındığını, sonra yapılan bazı değişikliklerle belli kurumların sistem dışına çıkmaya başladığını, daha sonra da genel sistemin dışına çıkan kurumların yeniden sistem içine alınmasına dönük düzenlemeler yapıldığını görmekteyiz. Bu anlamda personel rejimimizin tarihsel gelişimini özetleyecek kavramın “tevhit (birleştirme) ve teadül (denkleştirme) düzenlemeleri” olduğu söylenebilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder